Friday, January 30, 2015

acıyla en iyi Ahmet Kaya gider.
çok iyi anladım.
çok iyi anladım bir daha beni sevmeyeceğini.
kalbinde artık bir yerim olmadığını.
çok iyi anladım.
acımadan kestim bileklerimi.
bir kez daha.
sorgusuz sualsiz.
kestim.
canım yansın diye değil.
içimden çık diye.
kestim.
tekrar.
belki bitersin diye.
belki.
canım o kadar yanıyor ki...
bi tarifi yok.
tarifi imkansız.
acıyor sadece.
tam şurada,
fırtınalar kopuyor.
tam şuramda.
kimsenin duymadığı derin çığlıklar atıyorum.
boğulurcasına kesiliyor nefesim.
kışın eksi onbeş derecede soğuk suyla duş alır gibi üşüyorum.
bir Ankara kışında sevdim seni.
Ankara yağmuruyla sevdim.
seninle yağmurları sevdim.
olacak iş değil,
aklım başımdan gitti.
çaresizce kafamı vuruyorum taşlara.
çaresizce kafama vuruyorum.
elimden başka hiçbir şey gelmiyor.
oysa, bunların hepsini hak ettim.
hepsini.

Thursday, January 29, 2015

ne zaman tekrar buraya yazacağımı düşünüyordum.
ne zaman yine yenileceğimi,
yine öleceğimi,
yine kaybedeceğimi
merak ediyordum.

evet.
yine kaybettim.
yine öldüm.
yine yenildim.

oysa, her şeyin güzel olacağına o kadar inanmıştım ki...
her şeyin doğru ve güzel olacağına...
ellerimde ne kaldı peki?
koca bir "hiç"ten başka, ne kaldı ellerimde?
belki de en büyük hatamdın.
kaybetmeye doyamayacağım bir hata.
kaç kez kaybettim seni?
1 kez?
2?
3?
bu sonuncu mu?
böyle mi bitecektik biz?
bu kadar basit...
bu kadar kolay...
içim acımıyor artık.
artık acıyacak bir içim kalmadı.

biliyorum, bunu asla okumayacaksın. asla sana yazdığımı bilmeyeceksin. ama, seni seviyorum. daha önce hiç sevmemiş gibi, yeniden, tüm kalbimle... seni çok seviyorum.

hep içimdesin.
olmayan içimdesin.
kalbimde.
yıkılan hayallerimde.
kırılan umutlarımda.
hep sen varsın.

sana "bana geri dön" demeye yüzüm yok.
ama "bana geri dön."

"ama yine de
bazen düşündüğümde
bir gün gelir de
yaşarım ben de yine"