Friday, October 18, 2013

gözlerimden süzülen bir şeyler,
parmak uçlarımdan süzülen cümleler,
kalbimden düşen sen...

bir şeyler kaybediyorum yeniden.
yine.
tekrar ve tekrar.
yavaş yavaş kendimi kaybetmeye yaklaşıyor gibiyim.
bulanıklaşıyor her şey birden.
akıp gidiyor sanki.
önce ellerin uzaklaşıyor,
hiç tutamadığım o ellerin.
sonra gözlerin uzaklaşıyor,
içine bakıp da "seni seviyorum" diyemediğim gözlerin.
sesin uzaklaşıyor sonra...
dinlemeye doyamadığım,
o sesin. yabancılaşıyor bana.
kokun.
nasıl?
bilmiyorum. merak da etmiyorum artık. bağımlısı olmak istemiyorum. bağımlın olmak istemiyorum.
kendim uzaklaşıyorum kendimden.
bulamıyorum beni.
nerdeyim?
kimleyim?
napıyorum?
bilmiyorum.
ruhum bu bedene ait değil.
bu beden bu ruha ait değil.
yabancılaşıyorum kendime.
sana doğru geliyorum sanki,
bi mıknatıs gibi
çekiliyorum sana doğru.
kalbimle,
ruhumla,
hissettiklerimle,
hayallerimle...
sana doğru geliyorum.

sahi...
bir gün gelsem sana,
çalsam kapını,
"içeri" davet eder misin beni?
yeniden başlamak,
birine tekrar güvenmek,
birine güven vermek,
birini sevmek,
birine kendini anlatmak,
birinden seni anlamasını beklemek,
birinin sevdiği/sevmediği huylarını öğrenmek,
birinin en sevdiği yemeği öğrenmek,
birinin en sevdiği kitabı, şiiri öğrenmek,
birinin hayallerine ortak olmak,
biriyle birlikte hayaller kurmak.

yeniden.
ben çok üşengecim.
gitmeden önce senden tek bir ricam var...

ardına bak,
neler kaybettiğini,
neler yaşayabileceğimizi,
birlikte geçirebileceğimiz o güzel günleri aklına getir.
sonra git.
eğer gidebiliyorsan yine de,
git.
ben ardından tek kelam etmem.

Thursday, October 17, 2013

"seni seviyorum"

ne güzel cümle.
iliklerine kadar hissederek.
deli gibi sarılmak isteyerek.
kokusunu merak ederek.

"seni seviyorum"


ne hoş cümle.
senin gibi.

Wednesday, October 16, 2013

dönüşüm

"Nasılsın?"


  Telefonda bu yazıyı görür görmez şok olmuştum aslında. İçimdeki sevgi, nefret, özlem birden çoğaldı. Baktım kaldım telefona öylece. Cevap veremedim bir süre. Yılların yorgunluğu var üzerimde, tek bir soru ile bütün yorgunluğumu hatırlattı bana.

  Aslında ne yüzle mesaj attığını merak etmiyor değildim. Ama yine de cevap vermemeyi, ölüye yatmayı yeğledim. Onca zaman sonra rehberimde kayıtlı olmamasına rağmen numarasının ezberimde olmasının bana verdiği yetkiye dayanarak o olduğunu hemen anladım. Amacını anlayamadım. Acaba neydi? Merak mı etmişti beni? Yoksa hâla unutup unutmadığımı mı merak ediyordu? Yahut amacı yazdığı gibi sadece nasıl olduğumu öğrenmek miydi? Kafamda milyonlarca soruyla uykuya dalmaya çalıştım, yapamadım. Ve hemen bir klişe cevap tuşladım kendisine;
"İyiyim, teşekkürler. Fakat tanıyamadım?"

Cevap bekledim bir süre. Cevap vereceğinden adım gibi emin olduğum hâlde cevap vermemesinden korktum. İçim içimi kemirdi. Ve sonunda beklediğim cevap geldi;
"Boşver..."

Sustum bir süre, pişmanlık taşıyordu kalbinde, anladım. Sustum. Cevap vermedim. Cevap verilecek bir şeyi yoktu "boşver"in. Geri dönmek istiyordu belli ki. Özlemişti beni. Benimle olmak istiyordu. Fakat benim tekrar ona feda edecek kalbim, duygularım, zamanım, "aşk"ım yoktu...
yazacak çok sebebim var.
ya da ağlayacak.
yaşamak için sebebim yok.
yaşıyorum.
yazıyorum.
ağlıyorum.
her gün.
her gece.
tükenene kadar.
sen bitene kadar.
bit.
bir insan yaşarken kaç defa ölebilirse,
ben de o kadar öldüm işte.
daha yaşanacak güzel şeyler yok muydu?
daha biz "biz" olamamıştık bile.
biraz kalsaydın,
bi 5 dakika daha kalsaydın,
otursaydın başucuma,
sana anlatacaklarım vardı.
belki
gitmezdin.
öksürüyorum.
seni kusuyorum içimden.
bitmiyorsun.

Tuesday, October 15, 2013

şimdi gelsen ne anlamı kalır ki yaşamanın?

Monday, October 14, 2013

yok gibiyim.
yok olmuş gibi.
bana beni geri ver.
beni sev yeniden.
aşkla bak gözlerime.
ne bileyim,
eskisi gibi olsun her şey.
dudaklarımda 3 hece, tek kelimesin şimdilerde.
"öz le dim"
zor.
sana bunu söylemek çok zor.
ki sen hiç sevmedin beni.
her şeyin yalandı.
belki olmadın hiç,
bilmiyorum.
belki seninle geçirmedim hiçbir günümü.
hayaldin sadece.
güzel başlayan,
kötü biten bir hayal
canım acıyor.
bilmiyorum, geçer mi?
gittiğin günden beri, hastayım.
"sen" hastası.
"kalp" hastası...
ellerimi uzatsam tutabilir misin?
dudaklarımı uzatsam öpebilir misin?
saçlarımı uzatsam koklayabilir misin?

yeniden.

Monday, October 7, 2013

neden?
niye?
herkesin ardında bıraktığı sorular hep aynı mı olur?
hiç mi değişmez?
hiç mi olamayız mutlu?
hep mi giderler...
hep mi hiç arkalarına bakmadan giderler...

yapamadım.
yaşayamam bir kez daha.
ayaklarımın altına alamam gururumu.
çiğneyemem.
BENİ AFFET.
seni suçlayamıyorum...
keşke suçlayabilsem belki
belki nefret ederdim senden.
YAPAMIYORUM.

hatırlıyorum sadece.
"nesine yar nesine"
"sezenler olmuş"
"gel dedim"
"VAZGEÇTİM"